21 Şubat 2025

Ekonomi Haber Sitesi

Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Teknoloji Haber Sitesi

Yenidoğan Çetesi’nin lideri savcı ve emniyeti suçladı! Biz bebek öldürüyorduk da savcı neden ‘durun’ demiyordu?

İstanbul ve Tekirdağ'da SGK'den para kazanmak için 112 acil servisinde hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve bebeklerin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi dün bir kez daha hakim karşısındaydı. 25’i tutuklu, tutuklu sanık İlker Gönen’in kaldığı ...

İstanbul ve Tekirdağ‘da SGK’den para kazanmak için 112 acil servisinde hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve bebeklerin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi dün bir kez daha hakim karşısındaydı.

25’i tutuklu, tutuklu sanık İlker Gönen’in kaldığı cezaevinde yaşamına son vermesinin ardından sanık sayısının 46 olduğu davanın üçüncü duruşması Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu‘nun kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle konferans salonunda görüldü. Davanın üçüncü duruşmasına suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar da katılım sağladı.

HANGİ CEZALAR İSTENDİ

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle ‘Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘Nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ suçlarından 10 kez, ‘Resmi belgede sahtecilik’ suçundan da 11 kez olmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İLKER GÖNEN’İN AVUKATINDAN YENİ TALEP

Sanık yoklamalarının ardından kaldığı cezaevinde yaşamına son veren tutuklu sanık İlker Gönen‘in avukatı söz aldı. Gönen’in avukatı “Siz beni hala toplumun önüne atmaya çalışıyorsunuz. Yargılamanın başından beri ‘Yargılatacağız’ dedik ancak Ben abime verdiğim sözü tutamadım. Bu vebal soruşturmanın en başından beri geleneksel ve sosyal medyada, adli makamlarca yargısız infaz. Geçen sefer reddi hakim talebinde bulunurken duruşma zaptında açık açık ‘Bebekleri öldürüyorsunuz’ cümlesine dayanmak istemiştik. Buradaki insanların en azından yargılanıyormuş gibi hissi oluşsun ancak bunu da başaramadık. Reddi hakim taleplerimiz reddedildi. Bu saatten sonra bu salonda bu dosyaya intikal eden izleyiciler, basın, adını bilmediğimiz parti temsilcileri, müvekkilleri karalayanlar, buraya şov yapmaya gelen barolar, tüm sanıklara eziyet eden görevliler, bebek katili diyen herkes bu salonda İlker Gönen’in sandalyesinin boş olduğunu görüyor. Müvekkillerin can güvenliği açısından duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum. Mahkemede üye hakime hanımın CMK 30. maddesi gereğince çekilmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

“DOĞRU YAZILAN DOSYALAR BİLE DAHA SONRA DEĞİŞTİRİLDİ”

Opara bebek için tanık olan Şenay Çalıkoğlu, “Birinci Hastanesinde çalıştım. Opara bebek devlet hastanesinden 16.00 sıralarında geldi. Ertesi gün herkes bebeğin peşindeydi. Kan almak istiyorlardı ama alamıyorlardı. Geceye kadar oradaydı bebek. Doğukan’a ulaştım Doğukan geldi. Doktor olarak Seyhmus hoca vardı ama bebeğin geldiğinden onun haberi yokmuş. Ben erken çıktım, tedavi sürecini görmedim. Bebeklere ne yapılacağını Seyhmus yönlendiriyordu, Doğukan yapıyordu. Bebekle hemşire olarak Yaren ilgilendi. Bebeği sabah gördüğümde durumu çok kötüydü baygın gibiydi nabzını alamıyorduk. Bebek birinci hastanesine geldiğinde ben oradaydım. Şeyhmus Çelik’in bebekle ilgilendiğini görmedim. 20 bin lira para alınıyor diye dedikodular dönüyordu. Bebeğin hemşiresi Yaren’di. Gece ben nöbet tutmadım. Gece sorun olduğunda kim aranıyor bilmiyorum. Tuğçe’nin konuşma tapelerinde ‘Bebeğin öldüğünü hissetmedin mi’ konuşmasını hatırlamıyorum . Bebeğin nabzını elimizle, steteskopla takip ediyorduk. Doğukan ile ‘Prematüre olan kaya bebekle ilgili konuşman var’ sorusuna da cevap veren tanık, Birinci Hastanesinde olan başka bir Kaya bebek. Yılını ve tarihini hatırlamıyorum.” dedi. Çalıkoğlu, “Bebek kötüleştiğinde neden Hakan Doğukan Taşcı’yı aradınız” sorusuna ise, “Gelmediği için aradık. Ben geldiğimde bebek kötüydü. Sabaha karşı ex olan bebekler gündüze teslim edilir morga gönderilirdi. Bebeği sabah teslim aldığımda soğuktu. Çalıştığım sürede 112 çalışanlarıyla bir irtibatım tanışıklığım olmadı. Bebek gece öldü sabah yazıldı saati. Hep böyle yapılıyordu, doğru yazılan dosyalar bile sonradan değiştiriliyordu.” yanıtını verdi. Tutuklu sanık Şeyhmus Çelik tanığa, ‘Saat tam olarak kaçta geldi. Kaçta hastaneden geldi, kaçta ex oldu’ şeklinde sorduğu soruya ise, “Akşam geldi, oradaydınız şeklinde” cevap verdi.

Tanık Oktay Torul, “Güney Hastanesinde çocuk hekimi olarak çalıştım. 09.00-16.00 arasında çalışıyordum. 28 Mart 2024 tarihinde hastaneden ayrıldım. Yaklaşık 1 ay da Bağcılar Eğitim ve Araştırma hastanesinde çalıştım. Son dönemde Fırat beyler vardı sonra Hivda hanım eşi ve başhekim Ali Dirik vardı. Kaya bebeğe dokunmuşluğum yok. Gece doğan bir bebek. Gece doğanlara bakma yetkim yok. Muayene etmedim. Bebekleri muayene etmedim herhangi bir tedavi önermedim. 7 yıldır yoğun bakıma bakmadım. Gündüz yenidoğan bebeklere bakıyordum. İhtiyacı olan bebekleri yenidoğan yoğun bakıma veriyordum. Gündüz gün içinde ilk muayenede bakıyordum. Kaya bebek döneminde net bilgim yok ama Fırat beyler ondan sonra Hivda hanım ve eşiyle, Başhekim Ali Dirik bakıyordu. Ben sadece asansörden inerken sorumlu hemşire Damla hanım tanıttı. Yoğun bakıma yatacak bebekleri yoğun bakım hemşiresine teslim ediyordum. Ben nöbet tutmuyordum. Acil doktoru oluyordu. Yenidoğan yoğun bakıma özellikle Fırat beyin döneminde onlar bakıyordu. Sonrasında Hivda hanım ve eşi Rıza bey bakıyordu. Yoğun bakımda girmediğim için bilmiyorum ama 2-3 kez hastane içinde gördüm” dedi.

“BAŞHEKİM BANA BELGE İMZALATMAYA ÇALIŞTI”

Tanık Torul, “Ben kendim poliklinik yapıyordum. Başka birşey diyemiyorum. Bebeği görmedim. Gece hiç nöbet tutmadım. Yenidoğanda bir sorun olduğunda sorumlu hekim gidiyordu sorumlu hekime ulaşılıyordu. Yoğun bakımı Fırat beyler bıraktıktan sonra Hivda hanım ve eşiyle anlaşma yapıldı. Bana ‘Sen bak’ dediler ‘Ben bakmak istemiyorum’ dedim. 5 yıl önce yoğun bakım kapatılsın düşüncem vardı. Bakmak istemedim aşama aşama 19,5 yıl çalıştığım hastanede mobbing uygulanarak ayrıldım. Epikrizde hiç yetkim olmadı. Kaya bebekle bir bilgim ve yetkim yok. Yenidoğan olayları da 15 Nisan gibi gelişti. Çalıştığım hastanenin yönetimi Tarık Kalay bana ‘Kaya bebeğe müdahale etmişsin’ dedi ben de ‘Hayır yetkim yok’ dedim. Bu bebekten sonra Sağlık Müdürlüğünün denetimi çok arttı. Yoğun bakım 3. dereceden 1.dereceye düşürülüp ruhsat alınıyor. Başhekim bana belge imzalatmaya çalıştı. Yenidoğan bakım 2. doktoru sorumluluğuma dair bir belge imzalatmaya çalıştı. Belgeyi Ali Dirik imzalatmaya çalıştı” şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık avukatı sanığa, “Ali Dirik, Kaya bebeğe baktığınızı, yenidoğan sorumluluğunuz olduğuna dair ıslak imzanızın olduğu belgeyi sunmuştur’ sorusuna cevap veren tanık Oktay, ‘Bebek Kaya’nın ölümünden 15 gün sonra başhekim 2. doktor olarak imzalattı onu da hastanenin ruhsatı iptal olacak diyerek imzalattı. 500 gram çok küçük bir bebeği, üst düzey bir yerde doğması daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Kaya bebeğin ölümünden sonra gelen iki denetime beni de çağırdılar. Denetimcilere Kaya bebek hakkında bilgi vermedim.” şeklinde yanıt verdi. “Kaya bebeğin doğduğu gece nöbet listesinde siz gözüküyorsunuz. Hastanede nöbet listelerini kim hazırlardı?” sorusuna tanık, “Bana bir bilgi verilmedi. Yoğun bakım sorumluluğu tamamen Fırat Sarı ve ekibine sonra Hivda hanım ve ekibine aitti. Bana söylenen herhangi bir görevlendirme bilgilendirme yoktu” cümleleriyle yanıt verdi.

“HASTANEDE ÇOCUK DOKTORU VARDI AMA YENİDOĞAN YOĞUN BAKIMA BAKAN YOKTU”

Tanık Fatma Akar ise duruşmada, “Beylikdüzü Medilife Hastanesinde çalıştım. Hastane kapandıktan sonra ayrıldım. 2024 yılında başladım 1 yıl yenidoğan sorumlu hemşiresi olarak çalıştım. 18 yakın kadrom vardı. Sanıklardan Hatice Ceren Kırım vardı onu sorumluluktan alıp göreve vermişlerdi. Doktor olarak Raşit Cabbaroğlu vardı. Hastanede çocuk doktoru vardı ama yenidoğan yoğun bakıma bakan yoktu. Opara bebek, hastanede poliklinik hizmeti için geldi. Durumu yoğunlaşınca çocuk yoğun bakıma alınmıştı. Orada ilk müdahale yapıldı; orada yatması uygun değildi. 112’yi aradık 112 de uygun yer bulamadı. Biz aramaya başladık. Fırat Sarı “Ben alırım” dedi o şekilde sevk ettik. Çocuğa Raşit Hoca ve hemşire olarak da biz bakıyorduk. Birinci Hastanesinden bizi arayan olmadı. Ertesi gün aradılar bebek ex olduğu için. Çocukla ilgili bilgi istediler. Ben de epikrize ‘Herşeyi yazdık’ dedim. Bebek ex olduktan sonra Birinci Hastanesi yoğun bakım sorumlusu Hakan Doğukan Taşcı aradı. Entübasyon işini çocuk hareketli olduğu için uyutarak yaparız. Akciğer açılana kadar uyutmak gerekiyor. Tüm hastane Opara bebeğin için sevk olması için seferber oldu. En son Raşit hoca gelip çocuğu ‘Fırat Hoca alacak’ dedi.” şeklinde konuştu. Duruşmaya saat 14.00 sıralarında ara verildi.

“ÖLÜM BELGESİYLE NASIL BİR İŞLEM YAPILDI”

Verilen 1 saatlik aranın ardından tanık beyanlarının alınmasına devam edildi. Tanık Erhan Ayvaz, “Özel Güney Hastanesinde çalışıyordum. Evrak işleriyle ilgileniyordum. Sağlık personellerinin gerekli yazışmalarıyla ilgileniyordum. Kaya bebekle ilgili sadece ölüm belgesinin doktoru başka kurumda çalışıyordu. O doktordan almaya gittim o kadar. Hastaneye geliş sürecini bilmiyorum. Şeyhmus Çelik ayrıldıktan sonra ayın 15’inde Hilda Keykubat’ın başlangıcını yaptık. Kendisiyle görüşmedim eşiyle görüştüm. Evraklarını hazırladım imzaya gönderdim. Evrakları Rıza Keykubat Whatsapp üzerinden gönderdi. Hastanede evrak aşamasında Rıza Keykubat ile yüz yüze görüştüm. Kaya bebeğin avukatı, ‘Müvekkilim bebeğinin ölüm belgesi verilmiş ancak 1 saat sonra eksik bilgiler var diyerek geri aranmış ölüm belgesiyle nasıl bir işlem yapıldı’ sorusuna cevap veren tanık, ‘Bir bilgim yok. Doktor Oktay sadece poliklinik yapardı” diye cevap verdi.

“KAYA BEBEK DOĞDUGU ZAMAN 8 BİN LİRA ÖDEME ALINDI”

Tanık Furkan Çalışkan ise, “Güney Hastanesinde 2021 yılından itibaren 2,5 yıl çalıştım. Acil Tıp Teknisyeni olarak başladım gece amiri sorumlusu olarak devam ettim. Akşam 6’dan sabah 8’e kadar çalışıyordum. Kaya bebeği son gün ben gördüm. Ambulansla Esencan Hastanesinden ben getirdim. Anne karnında 30 haftalık doğmuştu. Bizim hastaneye geldi bilgisini Gıyasettin Mert Özdemir’den aldım. Fehmi Alperen’i tanımıyorum. Kaya bebek doğdugu zaman 8 bin lira ödeme alındı. Bebek prematüre bir bebekti ve genel durumu hep kötü ilerledi. Bebeğin eks olduğunu Batuhan söyledi. Bebek gece vefat etmişti. Gece çocuk doktoru bulunmuyordu. Benim bulunduğum sürede bir doktor vardı yan binada kalıyordu. Başka bir doktor görmedim. Fırat Sarı, İlker Gönen’i tanımıyorum. Savcı tanığa, ‘Protokol olmadan Kaya bebeğin annesini aldık diyorsunuz nasıl aldınız’ sorusuna cevap veren tanık Çalışkan, ‘Esencan Hastanesi diye hatırlıyorum hastaneyi. 3 kişi gittik, hastayı acilden aldık. Batuhan gece vardiyası olarak çalışıyordu. Gece yoğun bakımda çocuk doktoru bulunmazdı.” şeklinde konuştu.

“SÜREÇLERDE BAŞHEKİMLE GÖRÜŞME YAPMIYORUZ”

Tanık Leyla Emel ise, “Beylikdüzü Medilife hastanesinde 15 yıldır, işe alım süreçleri, iş programı görevinde çalışıyorum. Ceren Hatice Kırım’ı tanıyorum. Ben aldım işe. Evraklarıyla geldi görüştük ve işe alımı oldu. Süreçlerde başhekimle görüşme yapmıyoruz. Fırat Sarı’yı bir kere gördük. Kendisini kendi yönetim biriminde gördüm. Çalışanlarımın Fırat Sarı’nın işletmesinden para aldığını bilmiyorum.” dedi.

Tutuksuz sanık Batuhan Çelikoğlu tanık beyanına karşı, “Furkan Çalışkan’ın verdiği ifadesinin yüzde 50’sinin doğru, yüzde 50’sinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Çok çalışan birisiydi, bu kadar sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Buradaki tanıklardan daha çok tanığım, ama burada sanık olarak yargılanıyorum. Bebeklerin durumunu sormak için beni aradı. Gece 3-4 kez konuştuk. Ben böyle hatırlıyorum. Çoğu konuşmamız whatsapp üzerinden oldu. Beni ilk Rıza Keykubat aradı diye hatırlıyorum. Normal hattan hiç aramadı. Telefonda konuştuğumuzu yüzde 100 hatırlıyorum” dedi.

TUTUKLU SANIK ERYILMAZ: İLKER GÖNEN’İN ÖLÜMÜ İLE İLGİLİ KONUŞMAK İSTİYORUM

Tutuklu sanık Dursun Eryılmaz, “Arkadaşım İlker’in ölümü ile ilgili konuşmak istiyorum. Baskıdan, şiddetten dolayı intihar etti. Kaldığımız koğuş 6 metre. Gündelik havalandırma saatimiz var ama ona da çıkmıyorum. Müebbet almış hükümlüler laflarından dolayı çıkmıyorum. Anlık, anlık bu düşünce bize de geliyor” dedi.

FIRAT SARI: BİZ BEBEK ÖLDÜRÜYORDUK DA, SAVCI NEDEN ‘DURUN’ DEMİYORDU?

Örgüt lideri olduğu iddia edilen tutuklu sanık Fırat Sarı tanık beyanlarına karşı, “Öncelikle değerli meslektaşımı, kardeşimi, bir arkadaşımı, Türkiye’nin en büyük çocuk hekimini kaybettik. Bu olaydan sonraki ilk duruşma. İlker 3 çocuğu olan biri. İlker yaptıysa, medyanın yüzünden yaptı düşüncesindeyiz. İnsanlık dışı, vahşice buluyorum. Bana, ‘Ağabey senden 2 şey istiyorum. Sesin gür çıksın’ dedi. O yüzden sesim gür çıkıyor. Biraz önce Dursun ağabey, ‘Biz de böyle şeyler düşünüyoruz’ dedi. İlker 3 çocuk babası, hiç böyle bir şey yapacağını düşünmezdik. Bunu medyanın baskısı yüzünden yaptı. Buradaki herkes bundan sorumludur. Ben baştan söyledim. Bizi öldürün, bu gerçek ayağa kalkacak. Ne yaparsanız yapın, bu gerçek ayağa kalkacak. 3 kişinin oluşturduğu hırsızlık dışında bir suç yok. Bu bebek ölümleri çıktı. Savcı takip etti. Biz bebek öldürüyorduk da, savcı neden ‘Durun’ demiyordu? Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadı? Tüm arkadaşlarım düzenli olarak vizite geliyor. Sağlık Bakanlığı neden Neonatoloji’yi soruşturmadan çıkardı. Ben İlker’in uzman görüşüne çıldırdığını gördüm. Uzman görüşünde Fırat Sarı ve İlker Gönen’in fazla para kazanmak için fazla yatırdığı yönünde bir şey yok. Suçlu olsaydı İlker intihar etmezdi. Bu bir kıyamdır. İlkerin mekanı cennet olsun. Bu uzman görüşünü biri iddianameye soktu. Bir grup, savcıyı ikna etti. İlk kez, ‘Bir savcı tehdit edildi’ diye operayon düzenledi. Savcı Yavuz Engin’in bilgilerini kimden aldılar? Olayı medyada patlattılar. Medya bunları yaptı, haber dizisi yaptılar. Hiçbir bilimsel kanıt yok. Hayal gücü var” ifadelerini kullandı.

“FIRAT SARI TİYATRO YAPIYOR”

Tutuklu sanık Hasan Basri Gök, “Fırat Sarı burada tiyatro yapıyor. İlaçları bizim aldığımızı söylüyor, utanmadan. Her şeyden haberi var” dedi.

Tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı, tanık beyanlarına karşı savunmasında, “Sanık Fırat Sarı’nın, İlker Gönen hakkında konuşmasını doğru bulmuyorum. Fırat Sarı’nın aylarca İlker Gönen’i tutuklatmaya çalıştığını ve her şeyi inkar ediyor” dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Daha sonra duruşma savcısı, sanık İlker Gönen’in hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında davanın düşmesine karar verilmesi hakkında mütalaa verdi. Mahkeme heyeti, sanık savunmalarının devamı ve avukat beyanlarının alınması amacıyla duruşmayı 19 Şubat 10.30’a erteledi.