8. Karadeniz Meme Kongresi: Kadınlarda En Sık Görülen Kanser Meme Kanseri

8. Karadeniz Meme Kongresi: Meme Kanseri Kadınlarda En Sık Görülen Kanser Türü

SAMSUN – Samsun‘da düzenlenen “8. Karadeniz Meme Kongresi”nde, kadınlarda en sık ölüme neden olan kanser türü olan meme kanseri ele alındı. Kongreye katılan hekimler, meme kanseriyle ilgili son gelişmeleri değerlendirdi ve erken teşhisin önemine vurgu yaptı.

Samsun Meme Derneği tarafından düzenlenen kongreye 90 konuşmacı ve 200 katılımcı katıldı. Kongre, meme kanserindeki son gelişmelerin tartışıldığı önemli bir platform sağladı. İhlas Haber Ajansı’na konuşan hekimler, meme kanserinin önemine dikkat çekti.

“Her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor”

Prof. Dr. İdris Yücel, Medicana International Samsun Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı, meme kanserinin çok değişkenli bir hastalık olduğunu belirterek, “Meme kanseri her kadında farklı şekillerde kendini gösterebilen bir hastalıktır. Her 8 kadından biri hayatı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor. Erken teşhis, tedavi başarısını artırıyor” açıklamasında bulundu.

“Kadınlarda en sık görülen kanser türü”

Prof. Dr. Necati Özen, Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirterek, “Meme kanseri en ölümcül kanser türlerinden biridir ancak erken teşhisle yüksek tedavi başarısı sağlanabilir” dedi.

“Her 8 kadından 1’ini etkiliyor”

Meme Derneği Başkanı ve VM Medical Park Samsun Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Kemal, kongrede meme kanseriyle ilgili tecrübelerin paylaşıldığını vurgulayarak, “Meme kanseri dünya genelinde ve Türkiye’de en sık görülen kanser türüdür. Her 8 kadından biri bu hastalıkla karşı karşıya kalıyor. Genç yaşlarda da görülebilen meme kanserine karşı multidisipliner bir ekip tarafından mücadele ediliyor” şeklinde ifade etti.

“Kendi kendine muayene hayati önemde”

Op. Dr. Özlem Karaca Ocak, Medicana International Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı, kadınların kendi kendine düzenli meme muayenelerinin erken teşhis için büyük önem taşıdığını belirterek, “Meme kanseri en sık görülen kanser türlerinden biridir. Her ay düzenli yapılan muayene sayesinde değişiklikler erken fark edilebilir ve tedavi başarısı artırılabilir” dedi.

Hesap Aç, 1.000 TL Kazan. BYBIT TR’ye Şimdi Üye Ol. Reklamdır
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / FURKAN ABREK ÜNAL – Sağlık

Related Posts

Yaygın virüs ‘öpücük hastalığına’ neden oluyor, kanser riskini de 5 kat artırıyor!

Dünya genelindeki çoğu insanın hayatının bir döneminde enfekte olduğu Epstein-Barr virüsünün (EBV), kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırabileceği ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kanser araştırma ajansının yeni çalışmasına göre, yaygın görülen bu virüs, kişileri henüz kanser teşhisi almadan yıllar önce yüksek risk altına sokabiliyor.

Görme kaybının sessiz nedeni: Bu belirti körlüğe yol açabilir

Ağrısız başlıyor, sessizce ilerliyor ve sonu körlük olabiliyor. Medipol Sağlık Grubu’ndan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, retina damar tıkanıklıklarının bu sinsi tehlikesine dikkat çekerek; ileri yaş, hipertansiyon ve sigara kullanımının riski artırdığını belirtti.

2025 Mart TUS Tercihleri

2025 Mart TUS’da Ek Tercihe kalan boş kontenjanlar açıklandı. Uzman doktor adaylarının tercih etmediği branşlar dikkat çekti. 

Öğretmenler İçin MEB’ten İl İçi Mazeret Duyurusu

Öğretmen İl İçi Mazeret duyurusu.. MEB tarafından 2025 yılı yaz tatili öğretmenlerin il içi mazerete bağlı yer değiştirme işlemlerine ilişkin duyuru yayımlandı.

Çinko nedir ve neden ihtiyaç duyarız?

Vücudumuz çinkoyu yalnızca yiyeceklerden alabilir, ancak her zaman kolayca emilemez. Peki yeterince çinko aldığınızdan nasıl emin olabilirsiniz? Ve yeterince almazsanız ne olur?

Beyin damar tıkanıklığında ilk 6 saatin önemi

Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Merkez Müdürü Prof. Dr. Birol Özer, beyin damar tıkanıklıklarında erken müdahalenin önemine değinerek, “İlk 6 saatte yapılan müdahaleler hastanın yaşam kalitesini belirlemektedir ve bu kritik süreçleri başarıyla yönetiyoruz. Klinik uygulamalar, sadece tedavi geliştirmek değil; nitelikli bilgi üretmek, etik değerleri yaşatmak ve sağlıkta kaliteyi sürdürülebilir kılmak demektir” dedi.